- Avustralyalılar Canberra'da devam eden iklim tartışmasını yakından izliyorlar.
- Kömürün bir geleceği olsa da, geleceğinin sınırlı olduğunu düşünülüyor.
- Daha sürdürülebilir bir geleceğe geçiş yapılması genel bir fikir olarak ortaya çıkıyor.
Sydney'in güneyindeki Illawarra gibi, uzun süredir karbon ağırlıklı endüstrilere bağımlı kalmış bazı bölgeler şimdiden daha sürdürülebilir bir geleceğe geçiş yapmaya çalışıyor.
Mt Keira Scout Hall eski bir maden sahasının üzerinde yer alıyor ve yerel Erkekler Kulübünden gönüllüler, onun bakımından sorumlu.
Güneş panelleri kuruyorlar.
Bu, zamanın bir işareti ve eski madenciler, mühendisler ve kazan imalatçıları geçmişe ne kadar sevgiyle baksada çay salonu tartışmalarının, giderek kömüre bağımlı bölgelerinin geleceğine döndüğü konusunda hemfikirler.
Mt Keira Erkekler Kulübü başkanı Fred Mirande, iş kayıpları konusunda endişeli olduğunu ilk itiraf eden kişi.
Mirande "Bugünküyle aynı - insanların iş bulması, insanları sürekli istihdamda tutmak gittikçe zorlaşıyor. Bu hayatın bir gerçeği." diyor.
Ancak iş arkadaşlarının dediğine göre hayatın bir başka gerçeği de iklim değişikliği.
Her ikisi de ağır sanayilerde eski birer çalışan olan John ve Richard, daha sürdürülebilir bir geleceğe geçiş yapılması gerektiğini söylüyor.
John "Benim bakış açıma göre, artık fosil yakıttan kurtulma zamanı, güneş enerjisine geçelim , doğal olalım, orada kullanabileceğimiz büyük bir güneşimiz var. Kaynaklarımızı çeşitlendirebilir, yeniden düzenleyebilir ve yeni araçlar icat edebiliriz. Burada önemli olan şey, torunlarımın şu anda sahip olduğumuz bu dünyanın tadını çıkarabildiğini görmek istiyorum." ifadelerini kullanıyor.
Richard ise “Başka seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum. Sadece son birkaç yıla ve yaşadığımız orman yangınlarına bakıyorum - ben çocukken hiç böyle bir şey yaşamamıştık." diyor.
Sydney'in güneyindeki Illawarra bölgesi, ilk madenlerin yaklaşık 200 yıl önce açılmasından beri uzun süredir kömür madenciliği ve ağır sanayi ile anılmakta.
Wollongong çevresindeki bölge, hinterlandında çıkarılan kömürle beslenen, Avustralya'nın en büyük çelik fabrikasına ev sahipliği yapıyor.
Wollongong’da yaşayan ve uzun süredir madencilik tarihçiliği yapan Ron Cairns, yıllardır bunun büyük bir iş kolu olduğunu, ancak işlerin yavaş yavaş kuruduğunu söylüyor.
"Bir zamanlar çelik fabrikasında yaklaşık 20.000 kişi çalıştı, yani çok sayıda insan. Şimdi bu az bir sayıya indi ve bunun nedeni hızla küçülen çelik endüstrisi ve kıyıdaki madenlerden bazıları artık faal degil. Dediğimi anlatabiliyor muyum ?” diye soruyor.
Bu sebeple burada yaşayanlar, Canberra'da devam eden iklim tartışmasını yakından izliyorlar.
Scott Morrison'ın yeni yayınlanan net sıfır planı, endüstride fazladan 62.000 iş ve yeni kömür girişimlerinin önünü kesmeme sözünü içeriyor olsa da, bölgedeki liderler daha sürdürülebilir alternatiflere geçiş yapma zamanının artık geldiğini söylüyorlar.
Wollongong Belediye Başkanı Gordon Bradbury durumu "Evet, kömürün bir geleceği var, ancak bu geleceğinin sınırlı olduğunu söyleyebilirim. 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarımızı net sıfıra indirmek için bir belediye olarak çok çalıştık, sadece bunu kontrol edebiliriz." şeklinde açıklıyor.
Ve yerel büyük iş dünyası da ayni şekilde hareket ediyor.
Bluescope Steel şirketinin Port Kembla’daki çelik fabrikası, emisyonları azaltmak için gelişmekte olan yeşil teknolojileri kullanmanın yollarını araştırıyor.
Şirket yoğun karbon üreten endüstrilerde iklim değişikliği konusunda harekete geçen birçok üreticiden biri.
İklim değişikliğinden en çok etkilenenler arasında yer alan çiftçiler, aynı zamanda en yenilikçilerden biri haline geldi.
Altıncı nesil koyun çiftçisi Landon Hodgkinson, Canberra yakınlarındaki Yass'ta Vale View'i işletiyor.
Halihazırda daha fazla güneş panelleri ve pil gibi alternatifler uyguluyor ve federal hükümetin yenilenebilir kaynaklara geçiş için teşvikler sunma planını memnuniyetle karşılıyor.
Hodgkinson "Sanırım şebeke elektriğinden çıkılması ve güneş enerjisi için zorladıkları teşvikler ve açıkçası kullanmak istedikleri bazı yeni teknolojiler, maliyetlerimizi ve emisyonlarımızı gerçekten azaltacak." diyerek düşüncelerini paylaşıyor.
Yıkıcı kuraklık ve ardından gelen orman yangınlarını yaşamış olan Hodgkinson, değişen iklimin etkilerine yabancı değil.
Ancak hükümetin daha pragmatik yaklaşımından memnun olduğunu söylüyor.
"İklim döngüler içinde her zaman değişiyor ve bu yüzden uyum sağlamanız gerekiyor. Doğa anaya borçluyuz, farklı mevsimlere uyum sağlamalı ve değişmeliyiz." fikrini paylaşıyor.
